Uyandın mı oğul,
Zor geçen gecenin terini emen yastığında?
Yudun mu yüzünü,
bakmaya korktuğun aynanın yansımasında?
Hele aç bir gözlerini,
hele bak bir,
kırağı düşmüş çimenlerin yeşiline.
Ben sana ne öğütler yolladım,
Unuttun mu?
Eğme dedim o güzel başını,
Gül dedim hevesini çalan o soysuzun yüzüne,
avuç içimin nasırını da hatırla,
öptüğünü
yüzünü kanatsa da inatla,
dupduru umudumuzu nasıl bilediğimizi de mesela.
Bildin mi şimdi?
Hasretle niye daha büyüdüğünü insanın,
Gördün mü bir ölüp bin gelenlerimizi de,
bildin mi?
Fidan boyuna erdi mi söyle,
kömür kokusunda toprağa saldığımız portakal fidanımız?
Yokluğumda sen ninni söyle emi,
Gelecek de,
Biliyorum de,
Bekle.